23 Aralık 2010 Perşembe

TEHLİKELİ İLİŞKİLER / CHODERLOS DE LACLOS / ŞEHİR TİYATROLARI



Tehlikeli İlişkiler hepimizin çok iyi bildiği 1782 yılında hem romancı hem de ordu generali olan Choderlos de Laclos tarafından yazılmış bir roman. Stephan Frears'in aynı adla yaptığı film hala belleklerimizdedir. Daha sonra Valmont adı ile Forman'da film yapmıştı bu romandan yola çıkarak. Christopher Hampton'da Tehlikeli İlişkileri oyunlaştırmış ve Şehir Tiyatroları oyunun yönetimini Aleksandar Popovski'ye emanet etmiş.

Ve de çok iyi etmiş.

Salonun ışıkları karardığı andan itibaren muhteşem bir görsel şölen başlıyor. Bu öyle bir güzellik ki izleyiciyi hemen sarıp sarmalıyor ve tüm oyun boyunca bir an bile terk etmiyor. Bu müthiş sahne tasarımından dolayı Numen/Steven Jonke'yi tebrik etmek gerekir. Tabii kostüm tasarımı ( Angelina Atlagic) ve de ışık tasarımı ( Özcan Çelik) larının sahne tasarımına yaptıkları katkıyı unutmamak gerek. Her ikisi de süperler.

Her zaman yazarım. Tiyatroda en önemli unsur yönetmendir. Elindeki metni özümseyip, ne anlatacağına kafa karışıklığı olmadan karar veren ve de bunu direkt olarak dolanmadan yapabilen yönetmen başarılıdır. Aleksander Popovski'de işte böyle bir yönetmen. Tabii elindeki metnin çok iyi olması da büyük bir avantaj. Olağanüstü bir iş çıkarmış Popovski. 18. yüzyıl sonlarında yazılan bir eser 21. yüzyılda nasıl genetiği ile oynanmadan (yok efendim hikayeyi bugüne taşıyalım, bugünün kostümleri ile oynayalım gibi gereksiz ameliyatlar olmadan) modern bir hale gelir ve de izleyiciye kendini en ince detayına kadar kavratır diye merak ederseniz bu oyunu görmek için bir sebebiniz daha olur. Özetle yönetim muhteşem.

Marquise de Merteuil'de Şebnem Köstem her zaman olduğu gibi çok iyi. Seyretmeye doyamıyor ve de sahneleri biraz daha uzasın istiyorsunuz. Mademoiselle de Rosmonde'da Tomris İnceer acaip keyifli. Yılların deneyimi ile içinizi ısıtıyor. Vicomte de Valmont ile Levent Üzümcü bence hayatının rolünü yakalamış. Tek kelime ile olağanüstü. Hilekar, riyakar, ağzı laf yapan ama yine de aşktan kaçamayan Valmont'u büyük bir incelikle oynuyor. Diğer oyuncularda rollerinde iyiler.

Ne anlatıyor Popovski? Artık iyice programlanmış, çok da yabancılaşmış olduğumuz , kuralları belli bugünkü yaşamımızda tüm ikiyüzlülüklere rağmen hala kurtuluş olarak aşkı arıyoruz. Hem de 18.yüzyıldan yola çıkarak zarif bir biçimde 21. yüzyılda.

Kaçırmayın derim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder